Tuesday, February 28, 2017
Mikael Wigellden Mapping Hybrid Regimes
Mikael Wigellden Mapping Hybrid Regimes
Dr. Mikael Wigell, Finlandiya Uluslararas? ?li?kiler Enstitüsünde görev yapan genç bir akademisyendir.[1] Wigellin 2008 y?l?nda Democratization dergisinde yay?nlanan Mapping Hybrid Regimes: Regime Types and Concepts in Comparative Politics (Melez Rejimleri Konumland?rmak: Kar??la?t?rmal? Politikada Rejim Tipleri ve Kavramlar) adl? makalesi[2], günümüzde dünyada birçok farkl? ülkede görülen ve Türkiye için de kullan?lmaya ba?lanan otoriter rejim ve demokratik rejim aras?nda kalan melez rejimleri tasnif etmek için yararlan?labilecek olan önemli bir makaledir. Bu makalede, Wigellin bu çal??mas? özetlenecektir.
Dr. Mikael Wigell
Üçüncü demokratikle?me dalgas? sayesinde, son birkaç on y?lda dünyan?n birçok farkl? co?rafyas?nda yeni rejimler in?a edilmi?tir. Bu rejimler, demokratikle?me yolunda att?klar? baz? ad?mlara kar??n, Bat? tipi demokrasilerden oldukça farkl? çizgide ilerlemi? ve farkl? yönetim sistemleri olu?turmu?lard?r. Demokratik baz? yönetim unsurlar?yla otoriter baz? yönetim unsurlar?n? birlikte bar?nd?ran bu tip ülkeler, genellikle gri bölgede ve melez olarak kabul edilmektedirler. Ancak bu geni? gri bölge (veya gri alan) tan?m?, bu rejimlerin birbirleriyle olan farkl?l?klar?n? aç?klamaya yetmemektedir. Bu nedenle, Wigell, bu makalesinde melez rejimleri birbirinden ay?rmak için baz? temel kriterler geli?tirmeye ve yeni kavramlar olu?turmaya çal??m??t?r. Wigellin önerisi ise iki boyutlu yeni bir tipoloji kullanmakt?r. Buna göre; liberal demokrasinin iki boyutu; seçimler (electoralism) ve anayasac?l?k (constitutionalism) olarak s?ralanm??t?r. Bu do?rultuda, Wigelle göre, dünyada 4 farkl? tipte rejimden söz etmek mümkündür: demokratik (democratic), anayasal oligar?ik (constitutional-oligarchic), seçime dayal? otokratik (electoral-autocratic) ve otoriter (authoritarian) rejimler.
Demokratikle?me çal??malar?nda rejimlerin otoriter veya demokratik gibi kabaca iki gruba ayr?lmalar?, demokratik ülkelerle di?er demokratik ülkelerin, otoriter ülkelerle de di?er otoriter ülkelerin farkl?l?klar?n?n anla??lmas?n? zorla?t?rm??t?r. Örne?in, 1990larda Arjantin ve ?ilinin farkl? aç?lardan demokratik olmalar?n? bu yakla??mla aç?klayabilmek mümkün de?ildir. Bu do?rultuda, Larry Diamond?n yapt??? dörtlü bir kategorizasyon, demokratikle?me çal??malar? aç?s?ndan faydal? olmu? ama yetersiz kalm??t?r. Diamond, rejimleri liberal demokrasiler (liberal democracies), seçim demokrasileri (electoral democracies), sahte demokrasiler (pseudo democracies) ve otoriter rejimler (authoritarian regimes) olarak tasnif etmi? ve geni? gri alanda kullan?labilecek yeni kategoriler yaratm??t?r. Büyük ölçüde Freedom House Özgürlük Raporu verilerine dayal? olarak geli?tirilen bu kategorizasyon, faydal? olmas?na kar??n rejimlerin farkl?l?klar?n? analiz etmede yetersiz kalmaktad?r. Dahas?, Freedom Houseun verilerini do?ru kabul etmeyen yakla??mlar da bulunmaktad?r. Scott Mainwaringin geli?tirdi?i bir di?er tasnif ise, 3 farkl? rejim tipi üzerinde durmu?tur: otoriter rejimler (authoritarianism), yar?-demokrasiler (semi-democracies) ve demokrasiler (democracies). Otoriter ve demokratik modeller aras?ndaki fark? yar?-demokrasi kategorisiyle belirtmesine kar??n, bu kategorizasyon da yetersiz kalmakta ve birçok birbiriyle hiç alakas? olmayan ülkeyi ayn? kategoride toplayabilmektedir. Bu nedenle, Mikael Wigell, yeni bir kategorizasyon yaratmaya çal??m??, bunu da demokrasiyi iki farkl? boyutta inceleyerek yapm??t?r.
Wigelle göre, liberal demokrasinin iki boyutu; özgür ve hilesiz seçimler (demokratik boyut) ve devlet gücünün k?s?tlanmas?d?r (liberal boyut). Demokratikle?me çal??malar?nda daha çok seçim boyutu üzerinde duruldu?u için, anayasac?l?k, devlet gücünün s?n?rland?r?lmas? ve hukuk devletine (rule of law) ili?kin ikinci boyuta dayal? de?erlendirmeler arka planda kalmaktad?r. Oysa bir demokrasinin en önemli özelli?i; yöneticilerinin seçimle i?ba??na gelip gelmemesi kadar, vatanda?lar?n devlet gücünden ne ölçüde korunabildikleri ve hukuk devletinin ne ölçüde i?ledi?idir. Özgür seçimlerin yap?lmas?, -rejim üzerindeki halk egemenli?ini artt?raca?? için- teorik olarak liberalle?meye hizmet eder gibi bir dü?ünce yaratmas?na kar??n, tarihteki birçok süreç göstermi?tir ki, özgür seçimler yap?ld?kça ve kâ??t üzerinde demokrasi yerle?tikçe özgürlük seviyesinin azald??? ülkeler de pekâlâ var olabilmi?tir. Bu nedenle, demokratikle?me çal??malar?nda, demokrasinin sadece prosedürel boyutu üzerinde durmamak gerekmektedir.
Bu ba?lamda, demokratikle?me de?erlendirmelerinin seçim boyutu aç?s?ndan 4 temel kriter üzerinde durulmal?d?r: özgür seçimler (free elections), hilesiz seçimler (fair elections), rekabetçi seçimler (competitive elections), kapsay?c? seçimler (inclusive elections). Demokratikle?me aç?s?ndan anayasal boyut ba?lam?nda inceleme yap?l?rken ise ?u 4 kritere bak?lmal?d?r: örgütlenme özgürlü?ü (freedom of organization), ifade özgürlü?ü (freedom of expression), alternatif bilgiye eri?im hakk? (right to alternative information) ve ayr?mc?l?k yap?lmamas? (freedom from discrimination). Bu 8 temel kriteri yerine getiren ülkeler, Wigelle göre demokrasi olarak kabul edilmelidirler. Ancak liberal demokrasi konumuna ula?abilmek için, ?u ek kriterler de yerine getirilmelidir;
- Seçim boyutu aç?s?ndan: sivil üstünlü?ü (electoral empowerment), e?it oy hakk?na dayal? seçimler (electoral integrity), seçim egemenli?i (electoral sovereignity), seçim üstünlü?ü (electoral irreversibility). (Burada özellikle birinci ve üçüncü kavramlar birbiriyle çok yak?n anlaml? oldu?u için bir ele?tiri yap?labilir)
- Anayasac?l?k boyutu aç?s?ndan: yürütmenin denetlenmesi (executive accountability), ba??ms?z yarg? ve hukuk devleti (legal accountability), partizan olmayan ve siyasile?meyen bir bürokratik yap? (bureaucratic integrity), yerel yönetimlerin de anayasal düzene uygun olmas? (local government accountability).
Wigellin demokrasi kriterleri
Bu yeni kriterler ve kavramlar ?????nda rejim tipleri tasnif edildi?inde, ?öyle bir durumla kar??la?maktay?z. Otoriter rejimler; seçim ve anayasac?l?k boyutu aç?s?ndan, ne klasik, ne de sonradan eklenen liberal demokrasi kriterlerinin hiçbirini kar??lamayan en kat? rejim tipleridir. Seçime dayal? otokratik rejimler; anayasac?l?k boyutu aç?s?ndan kriterleri yerine getiremezken, seçim boyutuyla demokrasiyi ek kriterleriyle bile büyük ölçüde gerçekle?tirmi? olan rejimlerdir. Anayasal oligar?ik rejimler; bir önceki kavram?n tam z?tt? ?ekilde, demokrasiyi anayasac?l?k ve temel haklar aç?s?ndan büyük ölçüde gerçekle?tirebilmi?, ancak seçim boyutu anlam?nda demokrasiye uzak kalan liberal monar?ik yönetimlerdir. Demokrasiler ise; her iki boyutuyla da demokratik kriterleri yerine getiren ve liberal demokrasi seviyesine ula?may? ba?aran daha ileri örnekleri ek kriterleri de yerine getirebilen en ba?ar?l? modellerdir.
Wigelle göre rejim tipleri ve demokrasi kriterlerine uygunluklar?
Wigellin kategorizasyonunu Türkiye ba?lam?nda de?erlendirdi?imizde, Türkiyenin son y?llarda giderek artan bir h?zla seçime dayal? otokratik rejim tipine evrildi?ini söyleyebiliriz. Zira çok ele?tirilen Adalet ve Kalk?nma Partisi (AK Parti-AKP) iktidar? ve Cumhurba?kan? Recep Tayyip Erdo?an, asl?na bak?l?rsa 2002den beri sürekli genel, yerel ve Cumhurba?kanl??? seçimlerine giren ve bunlar? kazanan, dahas?, anayasal referandum süreçlerinden de iki defa zaferle ç?kmay? ba?aran bir yap?dad?r. Bu nedenle, günümüzde Türkiyedeki iktidar?n seçim boyutuyla bir demokrasi eksikli?inden söz etmek mümkün de?ildir. Lakin 2015 y?l?nda iki seçim aras? dönemde ya?anan ilginç terör hadiseleri ve sonras?nda ortaya ç?kan seçim tablosu, siyasal mühendislik ele?tirilerini gündeme getirmekte ve seçim tarafs?zl???n? gölgelemektedir. Günümüzde de, ayn? argüman, Ba?kanl?k referandumu öncesinde kullan?lmaya çal???lmakta ve ne idü?ü belirsiz canl? bomba sald?r?lar?na dayal? olarak Ba?kanl?k sistemi propagandas? yap?lmaktad?r. Buna ek olarak, Türkiyedeki rejimin demokrasi kategorisine girememesinin temel nedeni, anayasac?l?k boyutuyla demokrasiden çok uzakta bir görüntü vermesidir. Türkiye, bugün alenen baz? vatanda?lar?na ayr?mc?l?k uygulayan bir ülke durumundad?r. Geleneksel-tarihsel olarak daha çok dini inançlar? devlet kat?nda temsil edilmeyen Aleviler, devlette çal??malar?na yasak getirilen a??r? sol görü?lüler (Marksistler, komünistler vs.) ve etnik kimlikleri uzun süre bask? alt?nda yasakl? kalan Kürtler bu durumdan muzdarip olmu?ken, son y?llarda ya?am özgürlükleri k?s?tlanan laik çevreler (içki yasaklar?, astronomik tütün ve içki ücretleri, sosyal bask?lar vs.) ve son dönemde de devletten tasfiye edilen baz? ?slami gruplar (Fethullah Gülen cemaati sempatizanlar?) devletin otoriter özelliklerinden nasibini alm??lard?r. Bu nedenle, Türkiyenin ?u an için seçime dayal? otokratik yönetim modeline uygun oldu?u, ancak seçim güvenli?i tart??malar?n?n daha da artmas? durumunda, ilerleyen y?llarda art?k en kötü yönetim biçimi kabul edilen otoriter yönetim kategorisine dâhil edilece?i söylenebilir.
Yrd. Doç. Dr. Ozan ÖRMEC?
[1] Web sitesi için; http://www.fiia.fi/en/expert/98/mikael_wigell/.
[2] Buradan sat?n al?nabilir; http://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1080/13510340701846319. Okumak için; https://www.academia.edu/19455414/Mapping_Hybrid_Regimes_Regime_Types_and_Concepts_in_Comparative_Politics.
Available link for download